featured

Filmdi Gerçek Oldu: DNA Kullanılarak Şüphelinin Yüzü Tespit Edildi

ABD’de bilim kurgu filmlerini aratmayan bir gelişme yaşandı. Polis, bir şüphelinin yüzünü tahmin edebilmek için DNA’yı kullandı ve üzerinde yüz tanıma yapmaya çalıştı.

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2017 yılında ABD’de faili meçhul bir dava üzerinde çalışan dedektiflerin aklına bilim kurgu filmlerindeki gibi bir fikir geldi. Memurlar, faili meçhul Maria Jane Weidhofer cinayetinde 1990 yılında toplanan genetik bilgileri ve DNA’yı bir yüze dönüştürebileceğini söyleyen bir şirket olan Parabon NanoLabs’a gönderdi.

Parabon NanoLabs, şüphelinin DNA’sını tescilli makine öğrenme modelinden geçirdi. Kısa süre sonra, polis departmanına dedektiflerin daha önce hiç görmediği bir şey sağladı: yalnızca olay yeri kanıtları kullanılarak oluşturulan potansiyel bir şüphelinin yüzü. Parabon NanoLabs’ın ürettiği bu 3D görüntü; şirketin algoritmasının DNA örneğinde bulunan genetik özellikler göz önüne alındığında bir kişinin nasıl görünebileceğini tahmin ettiği bir temsil niteliğinde.

Şirketin tahminine göre katilin yüzü erkekti. Açık tenli, kahverengi gözlü ve saçlıydı, çilleri yoktu ve gür kaşları vardı. Şirket tarafından istihdam edilen bir adli tıp sanatçısı, DNA örneğinden değil de bir tanığın tarifinden yola çıkarak, adama sıradan, kısa kesilmiş bir saç kesimi ve bıyık ekleyerek robot resim yaptı. Daha sonra bu robot resim tartışmalı bir kararla 2017 yılında halk ile paylaşıldı. Ardından 2020 yılında tartışmayı büyütecek başka bir girişimde daha bulunuldu: yüz tanıma yazılımından geçirilmesi istendi.

Sivil toplum örgütleri ve uzmanlar ise böylesi bir olaya açıkça karşı çıkıyor. Çünkü Parabon NanoLabs’ın gerçekten doğru tahminler ürettiğini gösteren bir kanıt yok. Ve algoritmik olarak oluşturulmuş bir yüz gibi güvenilir olmayan girdilerle yüz tanıma teknolojisini çalıştırmak kolluk kuvvetlerinin bir şüpheliyi yanlış tanımlama olasılığını artırabilir. Hatta ve hatta insanlar, işlemedikleri bir suçun şüphelisi olma riskiyle karşılaşabilir.

Ancak kolluk kuvvetlerinin faili meçhul cinayetin DNA tabanlı olarak oluşturulmuş şüpheli görselinin yüz taramadan geçirilip geçirilmediği bilinmiyor. Ek olarak Kuzey Kaliforniya Bölgesel İstihbarat Merkezi’ne (NCRIC) gönderilen bu sentetik resim, yüz tanımadan geçirilmiş olabilir. Zira 2021 yılında NCRIC İcra Direktörü Mike Sena merkeze ne zaman yüz tanıma talebi gelse, bir arama yapılacağını söylemişti.

Parabon NanoLabs, öncelikle kolluk kuvvetleri için adli genetik soybilim hizmetlerine odaklanıyor; bu süreç, potansiyel şüphelileri veya kurbanları bulmak için DNA verilerinin soybilim veri tabanlarındaki profillerle karşılaştırılmasını içeriyor. Şirket, 2012 yılında ABD Savunma Bakanlığı’nın Savunma Tehdit Azaltma Ajansı’ndan DNA fenotiplemesini keşfetmek için bir hibe aldı.

Parabon NanoLabs’ın biyoinformatik direktörü Ellen Greytak, şirketin “yüzün her bir parçası için” öngörücü modeller oluşturmak üzere makine öğrenimini kullandığını söylüyor. Modeller 1.000’den fazla araştırma gönüllüsünün DNA verileri üzerinde eğitiliyor ve yüzlerinin 3D taramalarıyla eşleştiriliyor. Greytak, taranan her yüzün 21.000 fenotipi (gözlemlenebilir fiziksel özellikler) olduğunu ve modellerinin DNA örneğindeki parçaların yüzün görünümünü nasıl etkilediğini anlamak için bu parçaları kırdığını söylüyor.

Parabon, bir kişinin saç, göz ve cilt renginin yanı sıra sahip olduğu çillerin miktarını ve yüzünün genel şeklini güvenle tahmin edebildiğini söylüyor. Bu fenotipler, şirketin kolluk kuvvetleri için ürettiği yüz renderlarının temelini oluşturuyor. Ancak firmanın yöntemleri hakemli bir araştırma incelemesinden şimdiye kadar hiç geçmedi. Öte yandan şirket çalışmalarını konferanslarda sunduğunu ve teknolojisini binlerce örnek üzerinde test ettiğini söylüyor.

Uzmanlar, kolluk kuvvetlerinin bu tahminleri yüz tanıma ile birlikte kullanmayı düşünmelerinin, soruşturma araçları üzerinde genel bir denetim eksikliğine işaret ettiğini söylüyor. Bununla birlikte geçtiğimiz birkaç yıl içinde yüz tanıma teknolojisi önemli ölçüde gelişti. ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü 2018 yılında yüz tanıma algoritmalarını 12 milyon kişiden oluşan bir sabıka fotoğrafı veri tabanı üzerinde test ettiğinde, aramaların yüzde 99,9’unun doğru kişiyi tanımladığını tespit etti. Ancak bunlar ehliyet ve pasaport fotoğrafları gibi yüksek kaliteli görüntülerle test edildi. Bir algoritmik yüz veya bulanık bir kamera görüntüsü üzerinde değil.

Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için bizi Twitter’da Facebook’ta ve Instagram’da takip edin ve Telegram ve YouTube kanalımıza katılın!

Filmdi Gerçek Oldu: DNA Kullanılarak Şüphelinin Yüzü Tespit Edildi