ABD doları, güçlü istihdam verilerinin açıklanmasının ardından dün yeniden değer kazandı. Ancak, doların kazanımları altın üzerinde ek bir baskı oluşturarak altının ons başına 1.900 doların altına düşmesine neden oldu.
ABD ekonomisi işşizlik rakamlarının düşmesiyle ivme kazandı
Salı günü 89.66’ya düşen ABD dolar Endeksi, bir gecede yüzde1 artışla 90.63’e yükseldi. Bu kazançlar, dün ABD’den beklenenden daha iyi bir istihdam raporunun yayınlanmasının ardından geldi, Mayıs ayında Amerikan ekonomisine neredeyse bir milyon iş eklendi ve yeni işsizlik rakamları pandemi öncesi seviyelere geriledi.
Güçlü istihdam rakamları, Merkez Bankası’in mali teşvik paket programlarını azaltmayı düşünmesi ve ekonominin aşırı ısınmasını önlemek için faiz oranlarını yükseltmeye odaklanması gerekeceği yönündeki spekülasyonları bir kez daha artırdı. ABD ekonomisi, nispeten başarılı bir aşı programının ardından hızla toparlanıyor ve istihdam, analistler tarafından bunu vurgulamak için kullanılan kilit alanlardan biri haline geliyor. ABD ve ekonomisinin toparlanma olasılığı ve potansiyel faiz oranı artışları, yukarıda belirtildiği gibi doların yükselmesine yardımcı oldu ve hem Sterlin hem de Euro’nun dolara karşı düşmesine neden oldu.
Altın ve Gümüş fiyatları nasıl etkilenecek?
Dolardaki toparlanma, her iki metalin de geçen hafta elde ettiği kazanımlardan geri çekilmesiyle birlikte altın ve gümüşün son zamanlardaki yüksek seviyelerinden düşmesine neden oldu. Salı günü ons başına 1.916.95 dolar’a kadar tırmanan altın, bugün 1.870 dolarons seviyesinden işlem görüyor.Gümüş dün öğleden sonra 28.57/20.15 dolar’dan 27.07/19.17 dolar’a düştü, ancak o zamandan beri bir miktar toparlandı ve an itibariyle 27.42 /19.41 dolar’dan işlem görüyor.
ABD uzun vadede hem işssizliği azalmayı planlıyor. Bu, hafta sonu öncesinde değerli metal fiyatlarında biraz daha hareket görebilir. Bu hareketin yönü, rakamların sonucuna ve bunların daralma ve faiz oranlarındaki artış ihtimaline ilişkin piyasa algısı üzerindeki etkisine bağlı olacaktır.
Benzer bir iş artışı İngiltere’de de görülüyor ve ABD gibi, özellikle hizmet sektörleri, kısıtlamalar hafifledikçe artan talebi karşılamak için yeni personel işe almaya çalıştıkça ücret baskısı artıyor. Bu, her iki ekonomi için daha fazla enflasyonist baskı eklemek için artan maliyetleriyle birleşiyor ve gelecek enflasyon korkularını daha da artırıyor.