Bunca senedir bir çok kişi anlatmasına rağmen Türkiye‘de ve dünyada hâlâ çok geniş kitleler Bitcoin’in neden milyonlarca insan tarafından kullanıldığını talep edildiğini anlayamıyor.
Büyük kitleler kendisini gizleyen birilerinin havadan sıfır maliyetle bir bilgisayar parası oluşturduğunu ve bununla milyonları kandırdığını düşünüyor. Onlara göre bu paranın arkasında bir merkezde birileri var ve zamanı geldiğinde tüm bu milyonları kandıracaklar ve kendileri büyük karlarla ortadan tamamen kaybolacak. Çünkü dünyada milyarlarca insan hala her şeyin merkezi olarak çalışması gerektiğini düşünüyor.
Bu durumun en başta gelen sebebi bence Bitcoin’i mümkün kılan teknolojinin tam olarak bilinmemesi. ‘Blockchain’ teknolojisi Bitcoini oluşturabilmek için icad edildi.
Bizim bugün kullandığımız klasik dijital teknolojilerde bilgisayarların işleyeceği veriler merkezi olarak belirli noktalarda tutulur. Örneğin telefonunuzda bir bankanın mobil uygulaması var. Siz orada parasal bir işlem yaptığınızda mobil uygulama bankanın tüm finansal verilerini tuttuğu merkezi server yani sunuculara bağlanır. Banka bu verileri bir data center yani bir veri merkezinde tutar. En fazla bu verileri bir şey olursa diye birkaç noktada daha yedekleyerek muhafaza eder.
Oysa Blockchain teknolojisinde veriler sisteme üye olan tüm bilgisayarlarda aynı anda tutulur. Bitcoin bir bilgisayar yazılımıdır. Otomatik bir merkez bankası olarak çalışmak üzere yazılmış kodlardan oluşur. Bu merkez bankasının ürettigi ve kullandığı para biriminin adı da bitcoindir. Bu durumda Blockchain teknolojisi sayesinde bitcoin merkez bankası bitcoin ağı üzerinde gerçekleşen tüm işlemleri ve kayda geçen tüm verileri aynı anda yazılımım yüklü olduğu tüm bilgisayarlarda birbirinin kopyası şeklinde tutar. Verilerde her an meydana gelen değişiklikler yeni işlemler para gönderip almalar vs sürekli tüm üye bilgisayarlarda ‘dağıtık’ olarak tutulan veritabanında senkronize şekilde değiştirilir. Dünyanın her tarafında milyonlarca üye bilgisayarda bitcoin veritabanı aynı şekilde senkronize biçimde tutulur.
Yüksek şifreleme (kriptoloji) blockchain teknolojisi ve dijital madencilik denilen bir mekanizma sayesinde yazılım bu veritabanında üyelerinmadencilerin doğru olduğunu onaylamadığı işlemlerin eklenmesini engeller.
Böylece iki taraf onaylayıcı üçüncü bir gerçek kişi ya da kuruma (noter banka vs) ihtiyaç duymadan sadece bitcoin yazılımı kullanarak parasal işlem gerçekleştirebilir.
Klasik merkezi veritabanlarında ‘data center’lar saldırıya uğrar veya arızalanırsa sistem çöker. Bugün milyarlarca dolar sermayesi on binlerce çalışanı olan en büyük internet siteleri Instagram Facebook ve Twitter bile zaman zaman bu nedenlerle erişimi kapanır. Oysa Bitcoin’in on küsür yıllık tarihinde hiçbir zaman böyle bir şey olmadı. Çünkü veritabanı üye olan tüm bilgisayarlarda aynı anda tutulur. Bazı bilgisayarlarda saldırı veya arıza olsa bile diğerleri sistemi ayakta tutar.
Yine bu özellik sayesinde Bitcoini tamamen kapatmak imkansızdır. Çünkü iyi olan on milyonlarca bilgisayarı bulup aynı anda kapatmak gerekir. Bu ise bir merkezi sistemi merkezi müdahale ederek kapatırsınız sistem kolayca kapatılabilir.
Blockchain’de bir kez kayda giren veri değiştirilemez. Ancakü merkezi sistemlerde her zaman merkezden verilere müdahale imkanı vardır.
Blockchain’de aslında tüm işlemler bakiyeler vs açıkça görülür. Yalnız siz tercih etmiyorsanız kimliğinizi açıklamıyorsanız belirli adreslerin kime ait olduğu bilinmez. O yüzden merkezi veritabanlarında merkez istemediği sürece kimse şeffaf bir şekilde neler olup bittiğine görmez. Ayrıca tam tersine merkez isterse tüm verilerinizi sizin iradeniz dışında başkalarına da verebilir hatta satabilir.
Bu nedenle blockchain teknolojisine dayanan bitcoin herhangi bir dijital para değildir. Büyük kitleler hala bitcoinin bankalarda gördüğümüz dijitali lira ya da dolar kayıtları gibi bir şey olduğunu sanıyor. Hatta marketlerin kendi kartlarına yüklediği ödül puanları gibi istenildiği anda merkezden tanımlanan hiçbir maliyeti olmayan bir para olduğunu sanıyor. Bitcoinin arkasında merkezde birileri olduğunu ve bu birilerinin istedikleri gibi Bitcoine müdahale edeceğini zannediyorlar.
Bitcoin yazılımını yazanlar kimliklerini açıklamadı. Ama yazılım tüm kodları ile açık hangi kodların olduğunu görebiliyoruz.
İstenildiği gibi üretilen dijital para anlayışının aksine bitcoin yazılımda kodlara tanımlanmış şekilde 21 milyon bitcoin ile sınırlıdır. Hemen akla ‘bu sınır değiştirilemez mi’ diye bir soru geliyor. Sisteme üye tüm bilgisayarların işlem gücünün %51’i ele geçirilirse değiştirilebilir. Buna ‘hard fork’ denir. Ancak bu değişiklik sonucu ortaya çıkan para birimi artık Bitcoin olmaz. İsteyen herkes eski sınırlı Bitcoinle yoluna devam edebileceği ve bunu tercih edeceği için sınırsız veya daha yüksek sınırlı bitcoin Yapmaya çalışmak da boşa bir çabadır.
Bitcoin üretimi madencilik denilen bir işlemle gerçekleşir. Bu işlem için çok pahalı cihazlar ve elektrik sarfiyatı gerekir. Bugün bir Bitcoin üretmenin maliyeti ortalama 7000 dolar civarındadır.
Bitcoin ağında bir işlem yapıldığı zaman (örneğin para gönderme) bu işlem onaylanıp ortakdağıtık veritabanına kaydedilmesi için üye bilgisayarların oluşturduğu ağda yayınlanır. Madenciler işlemi bloklara eklemek üzere yarışmaya başlar. Yazılım bu yarışa giren madencilere çözmeleri için çok zor matematik problemleri verir. En iyi işlem gücüne sahip madencilerden biri en önce bu problemi çözdüğünde işlemi onaylayıp veritabanına yani blokzincire (blockchain) ekler. Yaptığı bu iş ve harcadığı emek karşılığında yazılım madenciye ödül olarak bitcoin verir. Böylece hem işlem onaylanmış hem de yeni bitcoinler üretilmiş olur. Madenciler aynı zamanda yapılan işlemlerden işlem ücreti kazanır. Bu yüzden yaklaşık 2140’ta ulaşılacağı tahmin edilen 21 milyon sınırına ulaştıktan sonra da madenciler artık bitcoin üretmese de işlem ücreti kazanmaya devam edecekler.
Bu nedenle Bitcoin merkez bankalarının tıpkı bir süper marketin ürettiği elektronik ödül puanları gibi istedikleri şekilde sınırsız ve sıfır maliyetle hatta borç ve faiz karşılığı ürettiği elektronik dijital paralara hiçbir şekilde benzemez. Bitcoin taraflar arasında aracısız çalışması devlet ya da kurumlardan bağımsız olması sınırlı olması üretiminde işemek kanıtı olması faiz ve borç olmaması ile aslında tam olarak altına benzer. Adeta altının dijital dünyaya taşınmış versiyonudur.
2008 yılına gelene kadar ABD 200 yıllık tarihinde sadece 900 milyar $ kadar merkez bankası parası üretmişti. Oysa 2008 Krizi’ni aşmak için 200 yılda bastığı paranın dört katını birkaç yılda piyasaya sürdü. Şimdi 2020 Krizi’ni aşmak için bu dört katı ilerleyen zamanlarda bir kez daha dörtle çarpmak zorunda kalacak.
Elbette dünyanın diğer büyük merkez bankaları da Amerikan merkez Bankası’ndan daha da fazla oranlarda para bastı ve önümüzdeki dönemde de basmaya devam edecek. Bütün dünyanın sınırsız paraya boğulduğu bir süreçte sınırlı olan paralara yani altın ve gümüşe talebin artması kadar doğal bir şey olamaz.
Bitcoin de altının dijital dünyaya taşınmış halidir. Daha da önemlisi bitcoin 2008 Krizi kurtarma paketleri ve sınırsız para basmaya karşı icad edilmiştir. Bunun açık izleri bitcoinin ilk blogunda ‘genesis blokta’ görülür. Öyleyse tam da para basmaya karşı üretilmiş bir yazılım olan bitcoinin son on yıldır büyük ilgi görmesi ve 2020 Krizi’nin başlamasıyla yeniden gündem olmaya başlaması da çok doğaldır.