Blokzincir 2.0 ve Ethereum

2009 yılı bir yol ayrımıdır. Bitcoin baraj kapağını açan bir buluştu. Bir “türev” ürün olarak değil geleneksel fiat para sistemine çok güçlü bir “alternatif” olarak geldi. Satoshi Nakamoto’nun vizyonunda nakit işlemin kullanıcılarına sağladığı faydaları elektronik dünyaya taşımak vardı ve bunu da başardı. Nakamoto’yu bir kişi olarak değil Nick Szabo’lar, Hal Finney’ler, Gavin Andresen’ler ve Adam Back’ler olarak görelim. Bitcoin, kolektif zekanın bir ürünüdür çünkü.

Ödeme yapmanın en hızlı yolu parayı elden nakit olarak vermektir. Ödemeyi yapan parayı uzatır, ödemeyi alan parayı hızlıca kontrol eder ve bir tuhaflık yoksa ödeme gerçekleşmiş olur. Nakit işlem, bankanın aracılık yapmadığı kişiden kişiye bir işlemdir. Aracı olmadığı için de en ucuz ödeme yöntemidir. Ancak nakit işlemde önemli bir koşul vardır; ödemeyi yapan ile ödemeyi alanın fiziken aynı yerde bulunmaları gerekir. Gündelik hayatımızda bu koşulu sağlayabilmek pek tabii ki çok zordur. Peki ödemeyi fiziken bir arada bulunmadığımız kişiye kolay bir şekilde nasıl yaparız? Hemen “EFT ya da havale ile” diyeceksiniz. Ama unutmayın ki EFT ile ödeme yaptığınızda PayPal, Western Union ya da banka gibi bir aracı kullanıyorsunuz. İşin içine aracı giriyorsa, işlem yavaşlıyor, aracılık ücretleri alınıyor. Bitcoin tam da bu soruna çözüm geliştirdi. Nakit işlemi (yani kişiden kişiye işlemi) yüz yüze değilken, fiziken aynı ortamda bulunmuyorken aracısız yapabilme imkanını getirdi. Bitcoin’den sonra Litecoin geldi ve bugün 9.000’den fazla kriptopara hayatımızda, her birinin farklı para politikası, farklı kayıt defteri mimarisi ve hikayesi bulunuyor.
Bitcoin ve birinci nesil kriptoparaları Blokzincir 1.0 olarak tanımlıyoruz. Blokzincir 1.0, nakit işlem kabiliyetinin dijital dünyaya taşınmasıdır, işlem kayıtlarının dağıtık mimaride mutabakat algoritması ile tutulmasıdır.

Ama artık Blokzincir 2.0 dünyasındayız. Blokzincir 1.0’dan Blokzincir 2.0’a geçişi sağlayan Ethereum’dur. Bitişikteki grafikte DEFI (merkezsiz finans) dünyasındaki kilitlenmiş varlıkların toplam değerini görüyorsunuz. “Kilitlenmiş” kavramını birazdan detaylandıracağım, önce büyüklüklere bakalım. Grafik sadece son 1 yıldaki gelişimi gösteriyor, DEFI dünyasında kilitlenmiş kriptovarlıkların dolar cinsinden büyüklüğü 40 milyar doları geçti. Bir piyasanın bu kadar kısa bir sürede böylesine hızlı bir büyüme gerçekleştirebilmesine çok nadir rastlanır.

Peki kriptoparanın “kilitlenmesi” ne demek? Yazılarımda, olabildiğince fiat para dünyasından örnekler vererek aktarmaya çalışıyorum ki daha rahat anlaşılsın. Elinizdeki birikimi bankada mevduatta değerlendirmek istediğinizde paranızı belli bir süre için kilitlemiyor musunuz? Paranızı 3 ay vadeli mevduata yatırdığınızda 3 ayın sonunda hem anaparanızı hem de 3 aylık TL faizini alıyorsunuz. Tabii ki mevduata yatırdığınız paranızı 3 ay boyunca mevduatta kilitli tutmayı göze alırsanız. Mevduatın vadesini beklemeden bozarsanız sadece anaparanızı alabiliyorsunuz. Kilitletme işini böyle değerlendirelim. Şimdi DEFI dünyasından bir grafik daha getiriyorum, bitişikte bulabilirsiniz.

Önceki grafikte 40 milyar dolar büyüklüğünde kriptovarlığın kilitli tutulduğunu belirtmiştim. Gelin şimdi bunun dağılımına bakalım. İlk üçü ile başlıyorum, kategori bölümünde “lending” dendiğini göreceksiniz, kastedilen ödün alma ve ödünç verme. Eldeki en güncel veriler Maker isimli para piyasası protokolünde 6,2 milyar dolar, Compound’da 5,1 milyar dolar ve Aave’de ise 4,9 milyar dolar büyüklüğünde kriptoparanın kilitli tutulduğunu gösteriyor. Bunları bir nevi kriptobanka gibi görebilirsiniz. Kriptoparanızı belli bir süre için kilitlediğinizde aynı bankadaki mevduatta olduğu gibi getiri elde ediyorsunuz. Bunları daha sonraki yazımda daha detaylı işleyeceğim.

İkinci üçlüde ise Curve Finance, Uniswap ve SushiSwap’ı görüyorsunuz. Kategori bölümünde “DEX’ kavramı kullanılıyor. Bunlara da merkezsiz borsa deniyor. Merkezsiz borsalar, ismiyle müsemma, aracısız çalışıyor, tüm organizasyonun akıllı sözleşmeler tarafından yönetildiğini düşünün. Eldeki en güncel veriler Curve Finace’ta 4,1,  Uniswap’ta 3,7 ve Sushi Swap’ta ise 3,3 milyar dolar büyüklüğünde kriptoparanın kilitli tutulduğuna işaret ediyor. Merkezsiz borsaların sayısı çok ama bunlar en fazla kriptovarlığın kilitlendiği protokoller. Bunları da daha sonraki yazılarımda detaylı işleyeceğim.

Ama bir de yedinci sıradaki Synthetix’e göz atalım. Synthetix türev ürünlerin ihracına ve ticaretine olanak sağlayan bir protokol. İstediğiniz varlığı (synth) oluşturabilirsiniz, bu varlığı zincir dışındaki bir metanın (mesela altın), fiat paranın (mesela dolar), endeksin (mesela BIST100) fiyatını takip edecek şekilde tasarlayabilirsiniz. Merkezsiz dünyanın türev piyasası ve türev ürünleri diyelim buna da. Büyüklüğünü ise “locked” sütununda görebilirsiniz.

Bu yazının amacı hem Blokzincir 2.0 gelişmeleriyle tanışmanızı sağlamak hem de dikkatinizi bunların üzerinde oturduğu zincire çekmekti. Şimdi tablonun ikinci sütununa bakalım. Nerede çalışıyor tüm bu yenilikler? Blokzincir 2.0 dünyası hangi zincirin üzerinde büyüyor? Elbette Ethereum. Ethereum, Blokzincir 2.0’dır. Ve işlemeye devam edeceğiz.

Comments (0)
Add Comment