Çoğu hükümetin, Bitcoin (BTC) karşıtlığı artık bilinen bir gerçek. ABD‘de hacker’ların gaz boru hatlarını hedef aldığı ve fidye olarak Bitcoin talep ettiği son fidye yazılımı saldırıları, BTC’ye olan düşmanca tavrı daha da körükledi. Ayrıca yasadışı faaliyetler ve kara para aklama için Bitcoin kullanımına ilişkin birçok düzenleyici inceleme var. Dahası, Bitcoin madenciliğinin enerji kullanımı son yıllarda hedef haline gelirken, sektörün iklim değişikliği girişimlerine doğrudan bir tehdit oluşturduğuna inanılıyor.
Kuantum bilişimin yükselişi Bitcoin için tehdit oluşturabilir
Kuantum bilişimin yükselişi, hükümetlere Bitcoin ve diğer kripto para birimlerini çökertmek için yakında bir fırsat verebilir. Kübitler olarak bilinen süper “kuantum” bilgisayarlarda kodlanmış bilgiler, süper-pozisyon adı verilen bir özellik nedeniyle sonsuz durumlarda bulunur, çünkü 0 ile 1 arasında sonsuz ondalık sayılar vardır, bu da ikili bilgisayar sistemleri üzerindeki hızlarını önemli ölçüde artırır. Hükümetler potansiyel olarak kripto para birimlerinin şifresini çözebilir veya bu makinelerde düzenleyici bir kapatma amacıyla ağlarını ele geçirmek için saldırılar başlatabilir.
Bitcoin (BTC)’in devlet denetimine karşı kuantum bilişimi karşısındaki savunmasızlığını anlamadan önce, ağın nasıl çalıştığını anlamamız gerekir. Kripto para birimlerinin şifrelenmesi için bu ilk temel benzetmeyi düşünün: Bir daire üzerine iki nokta çizin ve bunları A ve B olarak işaretleyin. Ardından daireye (C, D, E, vb.) bir dizi ara nokta çizin ve A’dan B’ye tüm bu noktalar aracılığıyla bir çizgi çizin. A ve B noktaları, kişinin cüzdan adresine giden genel anahtarın görsel temsilleridir, A’dan B’ye ulaşmak için atılan adım sayısı ise kişinin özel anahtarının temsilidir. Dışarıdan bir gözlemci için, A’dan B’ye gidebileceğiniz neredeyse sonsuz yol vardır ve normal bilgisayarlarla doğru yolu tahmin etmek sonsuza kadar sürer. Bitcoin (BTC)’in kriptografisi, birinin cüzdanlarını güvence altına almak için Eliptik Eğri Dijital İmza Algoritması (ECDSA) adı verilen bir süreçte kırılması daha zor olan eliptik eğriler kullanması dışında benzerdir.
Kuantum bilgisayarları burada devreye giriyor
Ardından, güvenlik açığını anlamak için bu benzetmeyi düşünün: Parolayı bilmeden üç basamaklı bir şifreli kilit açmayı deneyin. Bulmacanın kendisi (SHA-256 olarak bilinir) hiç de karmaşık değildir, ancak doğru kombinasyonu bulmak için çok çaba harcamak gerekir. Bu sistem, Bitcoin (BTC)’in karmaşık işlemlerini doğrulayan madencilere benzer. Farklı olan, zorluğun değişken olması ve gülünç derecede büyük sayılara ulaşabilmesidir.
İki örneğe geri dönelim. Hem ECDSA hem de SHA-256’yı kırmak basit ama tekrarlayıcıdır: olası bir yolu veya kombinasyonu tahmin edersiniz, denersiniz ve bu ya doğru ya da yanlıştır. Ancak şifreli kilide olası tüm çözümlerin haritasını çıkarabildiğinizi ve ardından hepsini aynı anda denediğinizi hayal edin. İşte kuantum bilgisayarının yapabileceği şey budur.
SEC, altcoin projelerini hedef alabilir
Bitcoin (BTC)’in şifrelemesine nüfuz etmek ve özel anahtarları çözmek için 5 bin kübitlik bir kuantum bilgisayar gerektiğini unutmayın. Şu anda, en gelişmiş kuantum bilgisayarlar, kuantum durumlarını kontrol etmek çok zor olduğu için yalnızca 66 kübite ulaşabiliyor. Bu nedenle, herhangi bir hükümetin kuantum bilgisayarlarının kripto para cüzdanlarınızın şifresini çözmesi düşüncesi, en azından önümüzdeki 100 yıl boyunca mümkün görünmüyor.
Bununla birlikte, Bitcoin (BTC)’den çok daha düşük hash rate oranlarına sahip, daha az güvenli bir şekilde geliştirilmiş altcoin’ler için aynı şey söylenemez. Daha az karmaşık bir kuantum bilgisayarı altcoin projelerine karşı yüzde 51 başarı sağlayabilirler. Sonunda, bu teknoloji ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) eline geçerse ve bu sistemi bazı kripto para birimlerini kapatmaya başlamak için kullanırsa şaşırmayın.
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için bizi Twitter’da, Facebook‘ta ve Instagram‘da takip edin ve Telegram ve YouTube kanalımıza katılın!