Artık hayatımız daha az “otorite”nin etkisinde yola devam ediyor. Merkez Bankaları bile hayatta kalmak için büyük çaba sarf ederken otonom ve anonim hayatın tüm unsurları hayatımıza girmeye başladı. Hatta Yerli Otomobil bile gelecekte şoföre gerek duymayacak şekilde tasarlanmış durumdayken “otorite” kavramını kendi ellerimizle yok etmeye başladık desem yanlış olmaz.
Ancak emek ile ilgili yaklaşımlarımızda hala çarpıklık var diyebilirim. Mesela iş insanlarının hemen hemen tamamı hala düşük katma değerli işlerde çalıştıracakları elemanlar için meslek lisesi talebinde bulunuyorlar. “Forklift çalıştıran insan lazım bana” diyen bir iş insasına ben de şu soruyu sordum: “Gençler istemiyor artık o işlerde çalışmak”.
Aslında herkes haklı. Pek yüksek bir eğitim seviyesi istemeyen işler için “ara eleman” arayan çok. Şimdi de “ara eleman değil aranılan eleman” gibi bir cümleyle gerçek niyet saklanmaya çalışılıyor.
Aslına bakılırsa daha tam olarak yüksek teknolojiye geçemeyen herkes eleman talebinde bulunuyor. İşsiz sayısı çok ancak işsizler önerilen işlerde çalışmıyorlar. İnşaatlarda fabrikalarda veya zorluk derecesi yüksek işlerde kaza geçirip ölen ya da sakatlanan o kadar insan var ki ! Eğer bir genç elini prese kaptırmak istemiyorsa emniyeti alınmamış bir inşaatta hayatını kaybetmek istemiyorsa veya kariyer imkanı bulamayacağı bir sanayi koluna katılmak istemiyorsa onu suçlamak boşuna. “Fabrikada çalışmıyor ama AVMde güvenlik elemanı olmaya razı” denmesine de karşı çıkıyorum. Can güvenliği ve konforlu bir yaşam neredeyse orayı tercih etmeleri doğal değil mi?
Aynı çarpık bakış açısı sporda da var. İki yıl önce spor ayakkabılarının % 50 ilave gümrük vergisiyle pahalı hale gelmesini eleştirirken eski bir milli futbolcu “aman ne önemli şey biz yırtık ayakkabılarla nerelere geldik ?” dedi. Ben de dayanamadım sordum: “Nerelere geldin dünya futboluna ne gibi bir katkın oldu hangi büyük takımlara transfer oldun ?”. Tabii ki cevap veremedi. Birkaç saniye bekledim ve ekleme yaptım: “Ancak buralara kadar gelebilmişsin cümle kurarken bir daha düşün ve vicdansız olma.”
Özetle kendisine “otorite” olarak isim takmış kişi ve kurumların müsaade ettiği ya da uygun gördüğü kadar büyümek istemeyen farklı yoldan gitmek isteyen insanların yolunu açacak olan blok zincir ve kripto parayı bu sebeple kucaklıyorum. Aslında herkesin özellikle de gençlerin enerjisini değere çevirecek olan her teknolojiyi kucaklıyorum.
Yeni yılda kendi kendinize yeten sağlıklı ve bilinçli şekilde geçireceğiniz günler diliyorum.