Piyasada kripto paralar ve Bitcoin ile ilgili bir çok yanlış varsayım dolaşıyor. Bunlardan bir tanesi de Bitcoin’in alışverişlerde değişim aracı olarak kullanılmadığı ve kullanılamayacağı görüşü.
Bitcoin ağının günlük alışverişlerin işlem sayısını kaldırmak için çok yavaş olduğu doğru. Yine Bitcoin fiyatının bir gün içinde yüzde 3040’lara varan değişimler göstermesi yani aşırı oynak olması da ciddi bir dezavantaj.
Ancak tüm bu olumsuzluklar bile Bitcoin’in alışverişlerde kullanılmasını aslında engellemiyor. Örneğin Kasım ayı başında Amerikalı emlak kralı Ben Shaoul Manhattan’ın prestijli bir bölgesinde bir apartman dairesini 153 milyon dolar değerinde Bitcoin karşılığında sattı. Satış işleminde Shaul’un sahip olduğu emlak şirketi Magnum’u temsil eden broker Eric Hedvat süreci ‘kusursuz’ olarak niteledi.
Magnum 2018’de de yine aynı binada iki daireyi sırasıyla 875 bin dolar ve 148 milyon dolar değerinde Bitcoin’e satmıştı. Corocan firması ise aynı bölgede 29 milyon dolara satılık olan bir başka daire için satıcının Bitcoin Ethereum veya Ripple kabul ettiğini duyurdu.
Öte yandan Bloomberg’in 26 Eylül’de yayınladığı bir habere göre; Venezueladevletine ait bir şirket yurtdışında petrol sattı. Amerikan ambargosu nedeniyle dolar kabul edemeyen şirket petrol karşılığında Bitcoin ve Ethereum aldı. Kamu şirketi ayrıca merkez Bankası’ndan bu kripto paraları rezervlerine eklemesini istedi. Habere göre Venezuela Merkez Bankası Bitcoin ve Ethereumu rezervlerine eklemek için çalışmalarını sürdürüyor.
Yine Ekim ayında İngiltere’de restore ettiği 150 yıllık bir kiliseyi satışa çıkaran girişimci 15 Milyon dolar karşılığında Bitcoin de kabul edebileceğini ilan etmişti.
Görünen o ki aslında Bitcoin yüksek tutarlı alışverişlerde gayet sık bir biçimde kullanılıyor. Bitcoin’nin teknolojisi saniyede en fazla 67 işleme izin verirken günlük alışverişlerde kullanılan Visa ya da Mastercard gibi ödeme sistemleri saniyede binlerce hatta on binlerce işlem yapabiliyor. Bu durumda Bitcoin’in günlük olarak gerçekleştirilen milyonlarca küçük tutarlı işlemlerde değil çok daha az sayıda gerçekleştirilen büyük tutarlı işlemlerde kullanılması zaten daha mantıklı.
Ayrıca Bitcoin büyük miktarlı ödemelerde şuan işlem ücreti bakımından da çok rekabetçi. 2017 yılı sonunda Bitcoin fiyatları 20.000 $’a yaklaştığında işlem yapmak güçleşmiş ve işlem ücretleri çok yükselmişti. O tarihten bugüne kadar Bitcoini çalıştıran madencilerin toplam işlem gücü (hashrate) yaklaşık 10 kat arttı.6 Eylül’de bir kullanıcı 1 milyar 18 milyon dolar değerinde 94 bin 500 Bitcoini 700 dolar ücret ile gönderdi. Aslında bu işlemi 35 dolara da gerçekleştirmesi mümkündü. 14 Ekim’de ise bir başka kullanıcı 935 milyon dolar değerinde 112 bin Bitcoini sadece 39 dolar ücret karşılığında bir başka adrese gönderdi.
Bitcoin’in gündelik hayatta yer alan küçük hacimli işlemlerde de kullanılabilmesi için Lightning isimli bir çözüm de geliştiriliyor. Bu girişim merkeziyetsiz ama yavaş olan Bitcoin ağına çok daha hızlı bir yan ağ açılmasını öngörüyor. Böylece gündelik işlemlerin gerektirdiği hıza ulaşabilmek amaçlanıyor.
Bitcoin’in günlük alışverişlerde çok daha fazla kullanılması gerektiğini savunanların en çok kullandığı slogan şöyledir: “Bitcoin ile kahve alabilmeliyim!”
New York Borsası (NYSE) tarafından desteklenen dijital varlık platformu Bakkt Ekim ayında tüketiciler için geliştirdiği bir mobil ödeme uygulamasını Starbucksla birlikte 2020 yılı ortasında deneyeceğini duyurdu. Yani tüketiciler gelecek sene büyük ihtimalle kahvelerini Bitcoin ile satın almaya başlayabilecek.
Bu arada sayısız başka dağıtık veritabanı ve kripto para projesi de Bitcoin’in hız sorununu merkeziyetsizliğe mümkün olduğunca zarar vermeden çözmeye çalışıyor.
Hal böyleyken Lightning yan ağ çözümü ya da başka dağıtık veritabanı çözümlerinin yıllardır neden hala devreye girmediğini merak edebilirsiniz.
Bu tarafın yavaş kalması bence talep olmamasından kaynaklanıyor. Aslına bakarsanız zamanında bir şekilde gündelik işlemler için Bitcoinlerini harcayanlar oldukça pişman. Örneğin meşhur bir pizza için 10 bin Bitcoin ödeyen adam o ödemeyi Bitcoin ile yapmayıp Bitcoinlerini bekletse bugün yaklaşık sadece o işlemden kazancı 85 milyon doları olacaktı.
Bitcoin 2008 Krizi’nden sonra mevcut para sistemine muhalif olarak doğdu. Mevcut para sisteminde ise en büyük sorun merkez bankalarının sürekli sınırsız para basarak kitlelerin alım gücünü düşürmesidir. Bitcoin ise kesinlikle sınırlı olan para arzı ile bu sorunu kökten çözmüştür. Böylece en büyük kripto para ortaya çıktığından bu yana yaklaşık 150 bin kat değer kazanmıştır! Mevcut para sisteminde gündelik ödemelerde ise hemen hiçbir sorun yoktur. Bu nedenle kripto para kullananların günlük küçük ödemelerde mevcut fiyat paraları kullanmaya devam etmeleri de gayet normaldir.
Yani bu şartlarda Bitcoin geniş kitlelere yayılamayacak ve asla bir küresel rezerv para birimi olamayacak mı? Hayır aksine ben Bitcoin’in belki de istemediğiniz kadar çok büyüyeceğini düşünüyorum.
İngiltere merkezli G4s firmasının gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre dünya çapında nakit para (daha çok günlük küçük hacimli işlemleri yapan para) miktarı dünya üretiminin yüzde 91’i yani yaklaşık 75 trilyon dolar düzeyinde. Yani Bitcoin hızlı olsaydı ve öncelikle nakit değişim aracı piyasasını hedefleseydi tüm piyasayı ele geçirse bile piyasa değeri işte 75 trilyon dolar olacaktı. Oysa Bitcoin’in teknik yapısı ve kendi sınırlı para politikası ile doğal olarak yöneldiği değer saklama ya da yüksek hacimli işlemler gerçekleştirme fonksiyonları ise bugünkü mevcut finansal sistemde daha çok bonolar dediğimiz borçlanma araçları ile yapılır. Küresel bono piyasası ise dünya merkez bankaları çatı kuruluşu BIS verilerine göre yaklaşık 110 trilyon dolar civarındadır…