Dünya piyasaları bir panik havasına doğru gidiyor. Hemen her yerde borsalar değer kaybederken altın ve gümüşte sert yukarı hareketler görülüyor. Amerikan hazine bonolarına özellikle 10 Yıllıklara yoğun talep var. Bu nedenle faizler düşüyor. Petrol fiyatları geriliyor. Bakır fiyatları düşüyor. Dolar artıyor.
Peki bu hareketler ne anlama geliyor? Görünen o ki piyasalarda üretimden güvenli limanlara doğru bir kaçış var.
Paranın güvenli liman olarak değerlendirdiği dolar altın ve gümüşe kaçışı muhtemelen iki nedenden kaynaklanıyor: Birincisi görünen neden. yani Corona Virüs ya da yeni adıyla Covid19. Çin’de başlayan salgın özellikle Güney Kore İtalya ve İran’da da büyük çaplı yayılma gösterdi.
Küresel üretim ve imalat sanayi zaten 2019’u zayıf geçirmişti. Dünya çapında hastalığın yayılmasını engellemek için karantinalar uygulanıyor. Büyük üretim sahaları kapanıyor. Dünya çapında tedarik zincirleri bozuluyor.
Piyasalar bu durumu fiyatlamaya başladı. Üretimin azalması hatta salgının daha da yayılması halinde dünyanın yeni bir krize sürüklenmesi konuşuluyor. Hong Kong teknik resesyona girdi bile.
ABD 10 Yıllıl tahvillerine güvenli liman olarak talep artıyor. 10 Yıllık faizler sert düşüyor. Böylece ABD 3 aylık10 yıllık faiz farkı (getiri eğrisi) yeniden negatife döndü. Bu piyasalarda en bilinen öncü kriz göstergelerinden bir tanesi.
Faizlerin hızlı gerilemesi enflasyon etkisi çıkartılarak hesaplanan reel faizlerin de düşmesi anlamına geliyor. Böylece altın ve gümüş gibi reel faizlere duyarlı ve üretimi sınırlı sağlam parasal varlıklar değer kazanıyor.
Görünmeyen neden ise ABD Merkez Bankası FED’in piyasaya verdiği nakit miktarını azaltması. FED sınırsız biçimde dolar basarak 2019 Eylül ortasında krize giren repo piyasasını ayakta tutuyordu. FED’in repo piyasasına verdiği nakit sorunlu durumda olan banka ya da hedge fonları yüzdürüyor. Özellikle hedge fonlar burada buldukları fonlar ile borsada yatırım yapıyor. FED 13 Şubat’ta yaptığı açıklama ile gecelik repo miktarına 120 milyar $’dan 100 milyar $’a düşürdü. İki haftalık dönemsel raporlarda ise limitleri 35 ila 30 Milyar $’dan 25 ila 20 milyar $’a indirdi. ABD Borsası da 12 Şubat’tan bu yana düşüyor.
Ancak özellikle son iki haftadır küresel piyasalarda belirgin hale gelen bu tabloda Bitcoin henüz yerini almadı. Aslında Bitcoin 2019 yılını ve 2020’nin ilk dönemini son derece güçlü geçirdi. En büyük kripto para 2019’da yaklaşık %90 değer kazandı. Bitcoin yeni yılda ise 10500 dolar bandını kıramadı ve 14 Şubat itibariyle gerileme sürecine girdi. Şu sıralar 9700 bandında işlem görüyor.
Bitcoin’in üretimi sınırlı bir parasal varlık olarak altın ve gümüş gibi güvenli liman özelliği göstermesi gerekir.
Aslında Bitcoin bu güvenli liman işlevini çok hızlı yerine getirmiş de olabilir. Altın ve gümüş hareket edene kadar Covid19 korkusunu Ocak ayında ve Şubat’ın ilk yarısında fiyatlamış olması da bir ihtimal. Bu nedenle şuan bir erken kar almadüzeltme süreci içinde de bulunabilir.
İkinci seçenek ise Bitcoin’in sadece ödül yarılanması (halving) beklentisine odaklanmış olması. Bitcoin hala küresel ekonomi içerisinde çok küçük bir yer işgal ediyor. Düşük piyasa değeri nedeniyle küresel gelişmelerden etkilenmiyor olabilir. Bu durumda Bitcoin sadece kendi iç dinamiklerine tarihi şablonlara ya da teknik analiz beklentilerine göre hareket eder.
Şuan ki tablo en azında halving öncesinde teknik beklentilerin hakim olmaya daha yakın olduğunu gösteriyor. Halving sonrasında ise (devam ederse) Covid19 ve sistemik risk endişeleri de Bitcoin’i yukarı doğru iten etkenler arasında yer alabilir.