Dijital varlıklar ve kripto para birimleri ivme kazanıp, yaygın olarak benimsendikçe, birçok ülke dijital para çıkarmak (CBDC) için yoğun bir rekabet içinde. Şimdiye kadar, Çin dijital yuan projesi ile bu yarışa liderlik ediyor. Avrasya eksenindeki ekonomistler, Çin’in merkez bankası dijital para birimi (CBDC) hamlesini, diğer ülkelerin örnek alması gereken önemli adım olarak görüyor. Avrupa Merkez Bankası, CBDC konusunda iki yıl içinde bir pilot program başlatma planlarını zaten açıkladı. ABD ise ,dijital yuan’ın hem doların egemenliğine tehdit oluşturacağından hem de Çin komünist partisinin ülke içinde insan özgürlüklerini kısıtlarken, küresel çapta da dijital bir ekonomik emperyalizm hareketini başlatacağından endişe duyuyor.
1880’lerde başlayan Çin karşıtlığının yeni adresi: Dijital Yuan!
Sinofobi, küresel çapta Çin ve Çin kültürüne karşı bir tür düşmanlık olarak tanımlanabilir. Covid-19’un Wuhan’dan yayıldığı iddiaları, son zamanlarda yeni bir Sinofobi dalgasını tetikledi. Tarihçiler, Amerika’daki Çin karşıtlığını, ”Çin Yasası’nın kabul edildiği 1880’lere kadar uzandığını belirtiyor. Bu yasa, o dönemde Çinli göçmenlerin ABD’ye girişini yasakladı. Donald Trump’ın Çin’e yönelik sürekli olarak Covid-19 suçlamaları ABD’deki durumu daha da kötüleştirdi.
Sinofobi kavramı günümüzde daha çok ticaret savaşları, medya, vekalet savaşları ve özellikle ekonomi ile ilişkilendiriliyor. ABD ve Çin arasındaki kötüleşen siyasi, ekonomik ve sosyal ilişki medyanın ön saflarında yer alıyor.. Pew Araştırma Merkezi’nden yakın zamanda yayınlanan bir rapor, Amerikalıların yüzde 73’ünün Çin hakkında olumsuz görüşe sahip olduğunu ortaya koydu. Bu oran 2018’de yüzde 47 idi. Dolayısıyla bu, Sinofobinin hem hükümet hem de kamu düzeyinde var olduğu anlamına geliyor. Çin’in dijital yuan projesi, şu anda Sinofobi’nin arkasındaki en belirgin neden gibi görünüyor. Peki, bu dijital varlık Batı için bir tehdit mi yoksa geleneksel itibari paranın dönüşümünde teknolojik bir mucize mi?
Cornell Profesörü: Dijital paralar (CBDC) otoriteler rejimler tarafından yönetilen ülkelerde özgürlüğü daha da kısıtlayacak
Çin Halk Bankası, dijital yuan projesinin amacının işlem maliyetlerini azaltmak ve ödemelere verimlilik getirmek olduğunu belirtirken, Batı ise dijital yuan’ın asıl amacının, ödeme sistemlerinin devlet tarafından kontrol edilmesi, işlemlerin gizlilik kurallarına aykırı olarak delinmedi ve insan davranışlarını ve hareketinin izlenmesi olduğunu ileri sürüyor. Çin’in elektronik ödeme (DCEP) sistemi (e-CNY) bir süredir test ediliyor. Büyük şehirlerde geniş pilot programlar uygulanıyor. Haziran ayında ise 40 milyon RMB (6,2 milyon dolar) dijital nakit ödeme için Pekin’de bir çekiliş düzenlendi. Şehir sakinleri, belirli mağazalarda alışveriş yapmak için kullanılabilecek, her biri yaklaşık 31 dolar değerinde 200 dijital yuan içeren “kırmızı paketten” birini kazanma fırsatı için çekilişe katıldı.
Dijital yuan projesi emin adımlarla ilerlerken, Çin hükümeti ise nakitsiz bir topluma doğru ilerlediği için gurur duyuyor. Bazı ekonomistler aksini düşünüyor. Cornell üniversitesi ekonomisti Eswar Prasad’ın ”Paranın Geleceği: Dijital Devrim” adlı yeni kitabı, merkez bankası dijital para birimlerinin demokratik olmayan toplumlardaki rolü hakkında önemli bir uyarıda bulunuyor. Kitap, “Otoriter toplumlarda, dijital merkez bankası para biirmlerinin (CBDC), uygun, güvenli ve istikrarlı bir değişim aracı olmaktan ziyade, ülke vatandaşları üzerinde devlet kontrolünü artıracak tehlikeli bir araç olaraktasvir ediyor.
”Dijital İpek Yolu Projesi” dijital yuan için köprü görevi görecek
ABD de dijital yuan projesinden endişe duyuyor ve bu endişenin bazı haklı nedenleri var. 2015 yılında başlatılan Dijital İpek Yolu projesi (DSR), Çin’in devasa yatırımlar yaptığı ve onlarca ülkeyi kapsayan bir proje. Proje, Çinli şirketleri dijital altyapı inşasını yaygınlaştırmaya ve proje’de yeralan ülkelerde iletişim teknolojisi pazarlarını entegre etmeye çağırıyor. ABD, bu projeyi Çin’in dijital yuanı küresel çapta kullanabileceğ tehlikeli bir girişim olarak görüyor.
Çin, ülke dışındak benimesenen dijital yuan’ın gücünün farkındayken, Batı’nın finansal sistemindeki Çin kontrolü de böylelikle artmış olacak. ABD hükümeti geçtiğimiz günlerde AB ülkelerinden projeden çekilmelerini istedi. Önde gelen Çinli şirket Huawei de baskı altında. AB ve ABD’den artan düzenleyici incelemeye rağmen Huawei yılın ilk iki ayında 90 anlaşma yaptı ve bunların 50’ye yakını Avrupalı şirketlerle imzalandı.
Çin ABD’yi tahtından indirmek için prova yapıyor
İnsan Hakları Vakfı’nın baş strateji Alex Gladstein, merkez bankası dijital para biriminin özellikle Çin gibi otoriter rejimlerde finansal özgürlük ve mahremiyet üzerindeki tehlikelerini içeren bir makale yayınladı. Dijital yuan, başlangıçta, sınır ötesi işlemler için değil, Çin sınırları içinde kullanım için tasarlandı. Batı dünyası, doların temel özgürlükleri ve insan haklarını koruyan ABD kurumları tarafından desteklendiği için, doların güvenli liman para birimi olarak bu benzersiz statüye sahip olduğunu iddia ediyor. Powel geçtiğimiz günlerde dijital bir doların dünya ekonomisi için faydalı olacağını söylemişti.
Dijital yuan’ın uzun vadede doların hakimiyetine risk oluşturacağı kaçınılmaz. Çin ve Avrasya ülkeleri siyasi ve finansal olarak daha güçlü hale geldikçe, Çin dijital yuanını Afrika, Orta Doğu, Asya ve gelişmekte olan diğer ülkelerde yaymak için elinden geleni yapacaktır. Bazı uzmanlar, dijital yuanın Çin’in finansal teknolojideki gücünü ve üstünlüğünü gösteren mükemmel bir başarı olduğuna inanırken, ABD hükümeti dijital yuanı gizli bir silah olarak görüyor. Şimdilik, emin olduğumuz tek bir şey var: Çin, ABD’yi hem askeri alanda hem de ekonomik olarak tahtından indirmek için prova yapıyor. Dijital yuan ise bunun önemli bir parçası.
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için bizi Twitter’da, Facebook‘ta ve Instagram‘da takip edin ve Telegram ve YouTube kanalımıza katılın!